Yargıtay Kararları Işığında Tahliye Taahhütnamesi

Yazı İçeriği

Tahliye Taahhütnamesi

Tahliye taahhütnamesi kiracının kiralayana kiraladığı taşınmazı belli bir tarihte boşaltacağı yönünde verdiği yazılı beyandır. Kiracı vermiş olduğu bu beyanından sorumludur. Günümüz, kira ilişkilerinde en çok duyduğumuz husus olan tahliye taahhütü belirli şartları karşılamak zorundadır. Bu konuda Yargıtay’ın bir çok kararı mevcuttur.

YARGITAY KARARLARI

  • Taahhütname her ne kadar boş olarak imzalanmış ve üst kısmında yer alan bilgiler sonradan doldurulmuş ise de geçerliliğini korumaktadır.

«…Davalı imzası inkar edilmeyen taahhütnameyi boş olarak davacı tarafa vermekle bunun istenildiği gibi doldurulabileceğini peşinen kabul etmiştir. Bunun sonucuna da katlanması gerekir..» (YHGK, T.27.1.1999, E.6–29/K.11 )Sözleşmeye esaslı aykırılık, alt kiracıya kiralama vb.

  • Taahhütte bulunan bilgilerin sonradan eklendiği iddiasını kiracı yazılı bir şekilde ispatlamalıdır.

«.. Taahhütteki imzanın davalı eli ürünü olduğu, diğer yazı ve rakamların davalı eli ürünü olmadığı tespit edilmiştir. Tahliye taahhüdü altındaki imzanın davalıya ait olduğu anlaşıldığına göre taahhütteki tanzim ve tahliye tarihlerinin sonradan davalı rızası hilafında doldurulduğu davalı tarafça yazılı bir belge (kesin delil) ile kanıtlanması gerekir. ..» Y 6 HD 2013/13547 E., 2014/5798 K)

  • Birden fazla kiracının olması durumunda tahliye taahhütü tüm kiracılar tarafından verilmelidir.

Birlikte kiracılıkta tahliye taahhüdünün tüm kiracılar tarafından verilmesi gerekir. Aile konutunda eşler birlikte taahhüt verebileceği gibi birinin verdiği taahhüde diğer eş açıkça rıza gösterebilir. (TMK m.194/1 , TBK m.349)

  • Kira sözleşmesi ile aynı tarihli taahhüt geçerli olmayacaktır.

«…. …kira sözleşmesi ile aynı tarihte düzenlenen tahliye taahhüdünün yasal geçerliliği bulunmadığı gözetilmeden..» (Y 6 HD 2015/7505 E. , 2015/10435 K. ) Bunun istisnası ; Yenilenen kira sözleşmeleridir. «… yenilenen kira dönemlerinde sözleşmeyle birlikte verilmiş taahhüt geçerlidir …»

  • Taahhüt tarihi bulunmasa da taahhütnamede kira ilişkisinin devam ettiği beyan edildi ise taahhütnamenin sözleşmeden sonra imzalandığı kabul edilir.

«…tanzim tarihi bulunmasa da tahliye taahhüdünde “içinde kiracı olarak bulunduğum” ibaresi yazılması nedeni ile kira sözleşmesinden daha sonra düzenlendiği anlaşılan tahliye taahhüdünün geçerli olduğunun kabulü gerekir…» ( Y. 3. HD 21.02.2023 T. 2022/8307 E. , 2023/168 K. )

  • Hakim önünde beyan edilen tahliye taahhütü geçerlidir.


“Davacı ile davalı arasında kira ilişkisi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Nitekim, davacının yaptırmış olduğu evde kiracı olduğu davalının kabulündedir. Davacının ihtiyacı nedeni
ve temerrüde dayalı olarak açmış olduğu bu davanın yargılaması sırasında davalı 09.09.2004 günlü oturumda, dava konusu evi boşaltacağını, mevsim nedeniyle ev bulmanın zor olduğunu, kendisine süre verilmesini ve bu sürenin sonunda evi tahliye edeceğini bildirmesi üzerine, davacı vekilinin tahliye konusunda net bir tarih verilirse anlaşma sağlanabileceği beyanı üzerine, davalı henüz yargılama devam ederken 01.03.2005 tarihi itibariyle evi boşaltıp davacıya teslim edeceğini tutanağa geçen beyan ve imzası ile taahhüt etmiştir. Yapılan bu taahhüt hakim önünde yapılan taahhüt olarak geçerlidir. Bu durumda mahkemece davalının taahhüt ettiği tarih itibariyle taşınmazın tahliyesine karar verilmesi gerekir…” (Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 11.7.2005 tarihli ve E. 2005/5933 K. 2005/7384 sayılı kararı)

  • Tüzel kişi kiracılarda taahhütname imza yetkilisi tarafından verilmelidir.

Kiracı gerçek kişi olabileceği gibi, tüzel kişi de olabilir. Tüzel kişinin kiracı olması halinde, yazılı tahliye taahhüdünün geçerliliği temsile yetkili organ tarafından verilmiş olmasına bağlıdır . (Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 26.02.2014 tarihli ve E. 16778 K. 2152 sayılı kararı)

  • Tahliye Tarihi açık ve net bir şekilde belirtilmelidir.

“Kira süresi 01.05.2012 tarihinden başlayarak 3+2 yıl olarak kararlaştırılmış olup bu sürenin sonunda kiracı mecuru boşaltarak kiraya verene kayıtsız şartsız teslim edecektir.” şeklinde taahhüdün yer aldığı, davalının 01/02/2005 tarihli kira sözleşmesine göre bu tarihten itibaren kiralanan taşınmazda bulunduğu, söz konusu taahhüdün kira ilişkisi devam ederken verilen tahliye taahhüdü olduğu ancak taahhüdün belli bir tarihi içermediği görülmüştür. Tahliye taahhüdünde, tahliye tarihi belli (açık) bir şekilde yer almadığından tahliye taahhüdünün varlığından bahsedilemez.( Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 9.3.2020 tarihli ve E. 2020/1175 K. 2020/2309 sayılı kararı)

  • Şarta bağlı tahliye taahhütnamesi yapılabilir, süreler şartın gerçekleşmesi ile başlarç

“Davacı kiralayanın icra takibinde dayandığı tahliye taahhüdü kira ve aidat borçlarının ödenmesi şartına bağlanmıştır. Borçlar Kanunu’nun 149. maddesi hükmü gereği sözleşmeler şartlı yapılabiliyorsa bunun doğal sonucu olarak tahliye taahhütnameleri de şartlı düzenlenebilir. Bu takdirde taahhüt şartın gerçekleşmesi ile güncellik kazanır ve icra takibinin de şartın gerçekleşmesinden itibaren bir ay içinde yapılması gerekir. (Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 07.04.2009 tarihli ve E. 2009/1388 K. 2009/2938 sayılı kararı)

  • Taahhütnameye cezai şart eklenebilir ancak, Mahkeme tarafından hakkaniyetli olup olmadığı incelenmesi gerekir.

“Davada 01.01.2008 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu sözleşmeye istinaden davalı tarafından 01.03.2008 tarihinde davacı kiraya verene tahliye taahhüdü verilmiş, tahliye taahhüdünde davalı kiracı kiralananı 31.12.2010 tarihinde tahliye edeceğini taahhüt ettikten sonra devamında “kiracı mecuru 31.12.2010 tarihinde tahliye etmezse tahliye tarihinden önceki aylık kira bedelinin 3 katı miktarında aylık ödemeyi kabul ve taahhüt eder” denilmiştir. İlgili taahhüt cezai şart niteliğindedir ve geçerlidir. Bu nedenle davalı kiracıyı bağlar. Davalı tahliye taahhüdüne rağmen kiralananı tahliye etmemiştir. Bu nedenle mahkemece, tahliye taahhüdündeki
düzenleme gereğince cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Ancak mahkemece TBK 182/son (BK. 16l/son) maddesine göre cezai şartta indirim yapılıp yapılamayacağı tartışılmamış, cezai şartta bir indirim yapılmamıştır (Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 02.07.2014 tarihli ve E. 2013/16564 K. 2014/8813 sayılı kararı)

WhatsApp
Telegram
Twitter
Facebook
LinkedIn
Email
Yazdır